Skip to main content
Tag

İsrail

Hayatta Kalanların Hikayeleri, Hayatta Kalan Hikayeler: Kuşaklar Boyu Otobiyografi, Hafıza ve Travma

Yazar: Sayı 27 | Ekim 2015 No Comments

Farklı zamanlardan, farklı coğrafyalardan, farklı savaşlardan hayata tutunan hikâyeler… Bir kısmı yaşanmış, bir kısmı duyulmuş, bir kısmı kaydedilmiş ama hepsi gerçek. 1915 soykırımında yaşadığı yerden ailesiyle birlikte sürülüp Der Zor çöllerinden geçen Pergruhi'nin anlattıkları; Beyrut’ta büyümüş, çocuklukları boyunca o ölüm yürüyüşlerini yaşamış büyüklerinden şiddet ve acı hikâyeleri dinledikten sonra 1975'te başlayan Lübnan iç savaşına tanıklık eden Hermig ve Hourig'in hafızaları ve hatıraları… İç içe geçen ama kendi tınısını koruyan sesler, açık kalmış yaraları iyileştirmese de, nesilden nesile aktarılmış yükleri sırtından atmasa da acıyı ve ağırlığı hafifletme çabası olarak kağıda dökülür.

Devamını Okuyun

Silahlardan Söz Etmişken: Militarize Bir Toplumda Silah Denetimi Söylemini Dolaşıma Sokmak ve Güvenlik Güçlerini Silahsızlandırmak

Yazar: Sayı 25 | Şubat 2015 No Comments

İsrail’de yürütülen Silahsız Mutfak Masaları (SMM [Gun Free Kitchen Tables–GFKT]) adlı feminist kampanyanın bir bileşeni olan Rela Mazali, kampanyanın amaçları ve elde ettiği kazanımları paylaşırken İsrail’de kamusal alanlardan ev içlerine kadar her yere siyaret etmiş olan militarizasyonu ve silah kültürünü ele alıyor. Kampanya; orduda, polis güçlerinde ve Yahudi Batı Şeria’da hafif silahların yaygınlaşmasını durdurmaya ve kullanımını azaltmaya, silahlanma denetim ve düzenlemelerini genel olarak arttırmaya, aynı zamanda ‘güvenlik’ ve silah denetimi alanlarında zaten çok zayıf olan şeffaflığı ve hesap sorulabilirliği daha da aşındıran silahlı özel sektörün denetim ve gözetimini zorlamaya çalışıyor. Rela Mazali, İsrail’in silahlanma ve güvenlik söylemlerine alternatif feminist perspektifler sunan Silahsız Mutfak Masaları deneyimiyle silah, ordu ve silahlı özel güvenlik güçlerine dair kişisel ve politik deneyimlerini harmanlıyor.

Devamını Okuyun

Filistinli Erkekler Kurban Olabilir mi? İsrail’in Gazze Savaşının Cinsiyetlendirilmesi

Yazar: Sayı 24 | Ekim 2014 No Comments

İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılar anaakım medyada özellikle sivillerin ölümü üzerinden gündem oldu. “Siviller” kategorisi ise ağırlıklı olarak “kadınveçocukları” tarif etmek üzere kullanıldı. Maya Mikdashi bu yazısında, sivilleri, erkekleri dışarıda bırakarak, kadınlar ve çocuklar üzerinden tanımlamanın Filistinli erkekleri nasıl öldürülebilir kıldığını, hatta erkek çocukların bile öldürülebilir kategorisine sokulabildiğini anlatıyor. Bu noktayı bir adım daha ileri götürerek, İsrail’in cinsiyetçilik karşıtı söylemi kendi savaş politikaları lehine nasıl araçsallaştırdığını açığa çıkarmaya çalışıyor.

 

Devamını Okuyun

“Bebek, Daha Çok Bebek!” İsrail’de Irk, Toplumsal Cinsiyet ve Nüfus Politikaları*

Yazar: Sayı 17 | Haziran 2012 No Comments

Bu söyleşinin yayımlanmasının ardından geçen on yıl içinde, bu söyleşi fikrini bana getiren ve karşıklı söyleştiğimiz Rachael Kamel ile bağlantım gitgide koptu. Türkçeye çevirisi için benden izin istendiğinde aklıma ilk gelen şey, Rachael’e ulaşmaya çalışmak ve gerçekleştirdiğimiz bu sohbetin halen bir etkisinin olduğunu ve bir kaynak oluşturduğunu ona haber vermekti. Bugünün militer ve ırkçı politikalarının, kadınların üreme haklarının sömürülmesi aracılığıyla (her zaman olduğu üzere) işletilmesinden dolayı –ki bu metni bugün Türkiye’deki feminist aktivizm için bilhassa anlamlı kılan şey de budur– oldukça öfkeli ve üzgünüm. Öte yandan, söz konusu politikaları açığa çıkarmak ve bu sömürüyü önlemek için çalışan Türkiyeli feminist grupların direngen yaratıcılıklarından oldukça etkilenmiş durumdayım. Bu aktivist ve düşünürlerden bazılarının bu söyleşide anlamlı düşünceler ve güçlendirici öğeler bulmaları beni onurlandırıyor ve bu süregiden karşılıklı paylaşımlarımızdan feyz almaya devam ediyorum. 

Devamını Okuyun

Feminist Antimilitarist Bir Yaklaşım: İsrail’in Karanlık Zamanlarından

Yazar: Sayı 07 | Mart 2009 No Comments

Mirjam Hader Meerschwam, bu makaleyi kendisinden Gazze saldırısı ve İsrail-Filistin sorunu üzerine fikirlerini içeren bir yazı talep etmemiz üzerine kaleme almıştır. İsrailli feminist yazar bu yazıda İsrail’deki politik ve askeri gelişmeleri toplumun militer yapısı içinden anlamlandırmakta; üyesi olduğu New Profile örgütünün bu gelişmelerle ilgili yorum ve bakış açısını iletmektedir.
Yazar, İsrail’in militer ortamında ordunun ve askerlik görevinin “topluma bir katkı” olmadığını düşünmenin zorluğundan bahsetse de gün geçtikçe daha çok İsraillinin vicdani/ideolojik/ekonomik nedenlerle askeri görevin gerekliliğine inanmadığını belirtmektedir. Bir İsrailli olarak İsrail’in baskıcı politikalarına karşı durmayı içinde bulunulan kültürü eleştirel olarak algılayabilmeye bağlar ve “herkesin kendisi hakkında düşünmesi, masum olmayabileceğini öğrenmesi” gerektiğini vurgular.

Devamını Okuyun

Etnikleştirilmiş Silahlar ve İsrail’de Feminist Antimilitarizm

Yazar: Sayı 07 | Mart 2009 No Comments

Rela Mazali “Etnikleştirilmiş Silahlar ve İsrail’de Feminist Antimilitarizm” adlı makalesinde İsrail’de bir Yahudi olarak kendi gözlemlerinden ve deneyiminden yola çıkıp kendisinin de bir parçası olduğunu söylediği egemenliği sorguluyor. Yahudilik kimliğinin nasıl karmaşık ve çelişkili süreçler içinde kurulduğunu ve militarizmin nasıl bu kimliğin kurucu unsurlarından biri olduğunu gözler önüne seriyor. Tüm bunları yaparken ise okurla gerçekten ve herkes için özgür bir dünya kurmanın yollarını ve kendi feminist antimilitarist bakışını paylaşıyor.

Devamını Okuyun

Orduya Ebeveynlik Yapmak: Rızaya Çağrı

Yazar: Sayı 05 | Haziran 2008 No Comments

İsrailli barış aktivisti Rela Mazali, bir feminist ve asker annesi olarak kendi deneyimlerinden yola çıkarak yazdığı bu makalede, İsrail’in militarize devlet ve toplum yapısının, ordu eylemlerinden doğrudan zarar gören asker ebeveynlerini ordu ve devletle nasıl işbirliği yapmaya yönlendirdiğini anlatıyor. Asker ebeveynlerinin, çocuklarının zorunlu askerlik hizmeti süresince yaşadıkları korku, ebeveynlerin askerlere zarar geleceği endişesiyle işgal politikalarına ses çıkarmalarını engelliyor. Bir yandan da İsrailliler, ülkelerinin sürekli güvenlik tehdidi altında olduğunu iddia eden egemen söyleme karşı çıktıklarında, kendilerini klandan dışlanmış ve toplumun güvenliğine zarar vermiş hissettikleri için, sessizliği ve işbirliğini tercih ediyor. Rela Mazali, barış hareketine mensup muhalif ebeveynlerin bile söz konusu olan kendi çocukları olunca, bu işbirliğine dahil olduklarını ve ortaya çıkan çelişkiyi anlatıyor. Türkçe çeviri için yazdığı önsözde ise yazar, İsrail’de vicdani ret hareketinin son on yılda gösterdiği gelişimi ve ordunun mutlak kabul edilen varlığının daha geniş bir kesim tarafından sorgulanmaya başlandığını anlatırken, İsrailli feministlerin militarizm karşıtı faaliyetlerine de değiniyor. 

Devamını Okuyun

Danışma Kurulu Üyemiz Tanya Reinhart’ı Sevgiyle Anıyoruz…

Yazar: Sayı 03 | Haziran 2007 No Comments

Bu bölümü, 17 Mart 2007 tarihinde kaybettiğimiz Danışma Kurulu üyemiz Tanya Reinhart’a ayırdık. Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar’ın bir proje olarak ortaya çıktığı günden itibaren, yazdığı yazılarla ve getirdiği önerilerle bu çalışmaya ciddi katkı sunan Tanya Reinhart’ı sevgiyle anıyoruz.

Devamını Okuyun