Skip to main content

Sayı 15 – Ekim 2011

Merhaba

Yazar: Sayı 15 | Ekim 2011 No Comments

Savaş koşullarının yeniden hayatımızı belirlediği bir dönemdeyiz. Yaklaşık bir sene önce, Habur’dan gelen barış elçileriyle birlikte, barış umudumuz, öncesinde hiç olmadığı kadar güçlenmişti. Bugün ise barışın üzerine bombalar yağıyor. Ölümlerin sayısı artıyor ve artık sadece savaş “meydanında” ölenlerin değil, ölen “siviller”in de sayısı artıyor. Savaşın en kirli yüzü, siviller öldüğünde açığa çıkar. Belki de, savaşın bedeli gündelik hayattan uzaktaki savaş alanlarında, işi savaşmak olan insanlar tarafından ödendiğinde savaş kanıksanabiliyor. Oysa 30 yıldır süren savaş, birçok insan için uzakta süren bir meydan savaşı olmadı. Yakılan köyler ve faili meçhuller bunun en somut örnekleri. Yani 30 yıldır siviller zaten ölüyor. 

Devamını Okuyun

Arap Dünyasında Queer’lik Üzerine

Yazar: Sayı 15 | Ekim 2011 No Comments

Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da toplumsal cinsiyet ve cinsel azınlıklar üzerine çalışmaları ile tanınan Samar Habib doktora derecesini 2007’de Sydney Üniversitesi’nden aldı. Habib, Arap ve İslam dünyasında kadın, toplumsal cinsiyet ve cinsellik, kolonyalizm, queer teori konularında birçok çalışmaya imza attı. Female Homosexuality in the Middle East (Ortadogu'da Kadın Eşcinselliği Üzerine İslami Metinler) ve Arabo-Islamic Texts on Female Homosexuality, 850-1780 A.D (M.S. 850-1780 Yıllarında Kadın Eşcinselliği Üzerine Arap-İslam Metinleri) adlı kitapları Habib’in temel çalışmaları arasında sayılabilir. Salma A. A. (Toronto Üniversitesi, Yakın ve Ortadoğu Çalışmaları Lisans Öğrencisi), Nayrouz A. H. (York Üniversitesi, Antropoloji Bölümü Doktora Öğrencisi), Ghaida Moussa (Ottowa Üniversitesi, Küresel Çalışmalar ve Uluslararası Kalkınma ve Kadın Çalışmaları Bölümleri Yüksek Lisans Mezunu), Habib’le geçmiş ve güncel çalışmalarını, bu araştırma konularını nasıl seçtiğini ve bu konulara neden bu şekilde yaklaştığını konuştular. Ayrıca eşcinsellik, queer’lik ve homofobi kavramlarını nasıl tanımladığını, bu tanımların Arap dünyasındaki queer tarihi analizinden nasıl etkilendiğini sorguladılar.

Devamını Okuyun

Karma Muhalif Örgütlerde Cinsel Tacizle Mücadele: Kesk Deneyimi Üzerine Bir Değerlendirme

Yazar: Sayı 15 | Ekim 2011 No Comments

Karma muhalif örgütlerde yaşanan cinsel taciz vakaları özelde olayların ele alınış biçimi, genelde ise cinsel tacize karşı kurumsal yaklaşım ve politikaların niteliği açısından önemli bir tartışma konusu olmaya devam ediyor. 2007’de Sosyalist Demokrasi Partisi’nde (SDP), 2008’de Sinema Emekçileri Sendikası'nda (Sine-Sen), 2010’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nda (KESK) kadın üyelerin ve/veya çalışanların şikâyetleri art arda yeni vakaları gündeme getirdi ve cinsel taciz konusunun yakıcılığını bir kez daha hissettirdi.

Bu kurumların üyesi kadınların ve bağımsız feminist örgütlerin birlikte ve/veya ayrı eylemleri, söz konusu yapıları bir an önce kurum içi hukuki süreci işletmeye ve cinsel tacize karşı kurumsal politikalar geliştirmeye zorlama amacı taşısa da alınan sonuçlar çoğunlukla tatmin edici olmadı. Çoğu vakada cinsel taciz iddiaları kurum içi siyasi ayrışmalara alet edilerek araştırma, değerlendirme ve karar süreçleri bulanıklaştırıldı.

Devamını Okuyun

Akrabalık Sanatı (ve Şansı*): Daha İyi Bir Dünyada Aile, Cinsellik ve Çocuk Bakımı Üzerine Düşünceler**

Yazar: Sayı 15 | Ekim 2011 No Comments

Cynthia Peters bu makalede “akrabalık alanı”nın daha iyi bir dünyada nasıl bir işlev görebileceği üzerine fikirler sunuyor. Nasıl akrabalık yapacağımızı tanımlayan pratikler dizisi tercih ve niyetle ilgilidir; biyolojinin değişmez kuralları değildir. Dolayısıya kolektif bir süreç ve katılımcılık esası doğrultusunda akrabalığı yeniden tanımlayabiliriz. Makalede, ailenin rolü, ebeveyn ve çocuk ilişkisi, insanların cinsellik ve cinselliklerini ifade etme ihtiyaçları ve çocukların, yardıma muhtaçların ve yaşlıların bakımı gibi özel ve kamusal ilişkilerimizi belirleyen pek çok konuda katılımcılığı teşvik edecek yeniden yapılandırmalar konusunda öneriler tartışmaya açılıyor.

Devamını Okuyun

Gelir Vergisi, Ramallah Tulkarim’e Giden Ana Yolun Köşesindeki Toprak Yol…

Yazar: Sayı 15 | Ekim 2011 No Comments

Rela Mazali’nin 2011’de İbranice yayımlanan ve halen İngilizce baskısının yayıma hazırlandığı Home Archeology: Essay Tales adlı kitabının altıncı bölümünü Türkçe olarak sunuyoruz. Bu metin biyografi, anı, tanıklık, hikâye, makale gibi farklı türler arasında dolaşıyor. Bu metni okurken sadece farklı türlerle değil, farklı anlatıcı konumları, farklı anlam katmanlarıyla da karşılaşıyorsunuz. Dilin imkânlarını zorlayan yazar hem çağrışım zenginliğiyle okuru metnin anlam oluşturanı olmaya zorluyor hem de metni gözle okunmaktan ziyade duyulabilir, yüksek sesle okunabilir bir metne dönüştürüyor. Bu parçada ben/kadın anlatıcı yıllar önce insan hakları aktivisti olarak yine insan hakları aktivisti bir arkadaşıyla Tel Aviv’den işgal altındaki Filistin topraklarına gittiği bir yolculuğu anlatıyor. Bu somut yolculuk ben/kadın anlatıcının farklı düzlemlerde yaptığı soyut yolculukların çıkış noktasını oluşturuyor. Ben/kadın anlatıcının samimi, gerçekçi, dürüst, tedirgin, sorgulayıcı, empati geliştiren, vicdanlı, öznel ama son derece toplumsal, en önemlisi çok tanıdık öznelik konumu metni okurun eşlik edebileceği bir yolculuğa dönüştürüyor. 

Devamını Okuyun

Beki L. Bahar’ın Ardından

Yazar: Sayı 15 | Ekim 2011 No Comments

Kendini “ben bir ev kadınıyım, aynı zamanda bir tiyatroseverim ve de amatör bir tarihçiyim” diye tanıtmakla birlikte birçok konuda makaleler yazmış, özellikle Yahudi tarihi alanında araştırmalar yapmış, aynı zamanda tiyatro metinleri kaleme almış bir şair olan Beki L. Bahar, 18 Ağustos 2011 tarihinde aramızdan ayrıldı. 19 Ağustos 2011 Cuma günü, Kuledibi’nde bulunan Neve Şalom Sinagogu’nda düzenlenen törenin ardından Ulus Musevi Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı. 

Sevilay Saral'ın Beki L. Bahar'ın ardından kaleme aldığı yazısını sizlerle paylaşıyor, Feminist Yaklaşımlar'a yaptığı katkılardan dolayı da müteşekkir olduğumuz Beki L. Bahar'ı sevgiyle anıyoruz.

Devamını Okuyun