Skip to main content

Sayı 39-40 – Şubat 2020

Merhaba

Yazar: Sayı 39-40 | Şubat 2020 No Comments

Tüm dünya Covid-19 salgınıyla başa çıkmanın yollarını arıyor. Tedavisi bulunana kadar hastalığın yayılmasını engellemenin en etkili yolları fiziksel mesafeyi koruma ve kişinin kendini izole etmesi. Kalacak bir evi ya da evden çalışma imkânı olanların evlere çekildiği bu günlerde ev, herkes için güvenli bir alan teşkil etmiyor. Cinsiyetçi şiddetin en yoğun yaşandığı alanlardan biri olan ev, korona günlerinde de kadınları, çocukları ve LGBTİ+’ları şiddete açık hâle getiriyor. Bu izolasyon döneminde şiddete maruz kalanların kendini koruması daha da zorlaşıyor. Türkiye özelinde ise cezaevlerinde korona virüsün yayılmasını engellemek amacıyla gündeme gelen uygulamalar örtük bir af yasasına dönüştüğü ve şiddet suçu işlemiş pek çok kişi serbest kaldığı için şiddete maruz kalan kesimleri daha da savunmasız hale getirme tehlikesi taşıyor. Kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+’ları koruyacak tedbirleri almadan yapılan bu tahliyelerin yeni hak ihlallerini gündeme getireceğini görmek zor değil. Kadın ve LGBTİ+ örgütleri bu konuya dikkat çekerken bu dönemde şiddeti önlemek için devlet yetkililerini sorumluluk almaya çağırıyor. Bizler de salgın günlerinde kadın dayanışmasının önemini bir kez daha hatırlayarak sizlere “Merhaba” diyoruz.

Devamını Okuyun

Cynthia Cockburn ile Karşılaşmalar

Yazar: Sayı 39-40 | Şubat 2020 No Comments

Taghreed Yahia-Younis ve Rela Mazali, Eylül 2019’da aramızdan ayrılan Cynthia Cockburn’un anısına ortak bir yazı kaleme aldılar. Bu yazıda, bağımsız bir akademisyen, bir aktivist ve feminist bir kadın olarak tanıdıkları Cynthia’yı takdirle andılar. Cynthia’nın anısına yazdıkları bu yazıyı iki yazarın arasındaki diyalog şeklinde oluşturmayı özellikle tercih ettiler. Çünkü her ne kadar yazarlar İsrail/Filistin’deki ayrımcılığa ve militarizme karşı kadın hareketinin bir parçası da olsalar doğuştan, sosyal olanaklar ve kültür açısından Cynthia’nın “bir uçurum” dediği şeyin zıt taraflarında konumlandırılmışlardı. Cynthia'nın çalışmaları da kadınların ve feministlerin korkunç çatışmaların ortasında bile diyalog ve bağlantı anlamına gelen “köprüleri” kurma ve devam ettirme kapasitelerini araştırmaya adanmıştı.

Devamını Okuyun

“Kırık Ama Asla Ezik Değil”: Nihayet Makamı’nda Tarihi Yeniden Yazma ve Telafi Çabası

Yazar: Sayı 39-40 | Şubat 2020 No Comments

Feminist Seyir ikinci söyleşisinde kadınları konu eden oyunları konuşmaya devam ediyor. Yeni söyleşi-eleştiri çalışmamızın çıkış noktası yakın tarihte yaşamış, haklarında çok az şey bildiğimiz ya da hiç bilmediğimiz kadınların yaşam mücadelelerinden ilhamla yazılıp sahnelenen oyunlar. Tarihi konu eden oyunların nasıl bir ortaklık zemininde buluştuğunu, nasıl ve nerede birbirlerinden ayrıldıklarını, bu farklı oyun dünyalarının birbirleriyle konuştuğu noktaları anlamaya, oyunların (kadın) seyircileri olarak bizi onlarla buluşturan ortak paydaları tartışmaya çalıştığımız bu ikinci buluşmamızın odak oyunu Burçak Çöllü’nün yazıp yönettiği Altıdan Sonra Tiyatro yapımı Nihayet Makamı. Feminist Seyir olarak oyunlarla birlikte düşünmek, onların sorduğu soruların geçmiş ve bugündeki siyasal ve estetik etkisini etkinleştirebilecek yeni soruları üretmenin derdindeyiz.

Devamını Okuyun

Ses, Sessizlik ve Politik Faillik: Türkiye’de ve İsrail’de Antimilitarizmin Cinsel Politikası

Yazar: Sayı 39-40 | Şubat 2020 No Comments

Politik özne olmak, sesini duymayı, çıkarmayı ve duyurmayı gerektirdiği ölçüde, sistemik olarak şiddete maruz kalan kadınlar ve cinsel azınlıklar için birçok açmaza rağmen gerçekleşen bir süreç. Sessizliğin kırılması bir yandan politik faillik için önemli bir taktik iken bir yandan da çeşitli şiddet biçimlerini doğurarak bu failliğin kısıtlanma potansiyelini taşıyor. Makale, Türkiye ve İsrail’deki savaş karşıtı, antimilitarist kadın ve LGBTQ aktivistlerin söylem, pratik ve eylemlerinin karşılaştırmalı bir analizini yaparak, bu açmazı tartışmaya ve böylece ses ve sessizliğin şiddetten hayatta kalan kesimlerin politik faillikleri için ne anlama geldiğini sorgulamayı hedeflemektedir. Her iki kategorinin de birden fazla politik anlam, ifade ve etkisinin olduğunu ve farklı aktörlerin farklı amaçlar ile performe ettikleri eylemlerin toplumsal, politik ve hukuki dönüşümde kilit rol oynadığını savunmaktadır. Bu bakımdan, sosyal hareketlerde ses ve sessizliğin olasılık ve sınırlarının öznelerin bulundukları bağlam ve tarihsellik içerisinde değerlendirilmesi gerekir. 

Devamını Okuyun

Feminist Devrim Üzerine 8 Tez

Yazar: Sayı 39-40 | Şubat 2020 No Comments

Verónica Gago bu yazıda son yıllarda, feminist hareketin ortaya koyduğu siyasi pratiklerden biri olarak grevin kuramsal ve örgütsel boyutlarını ele alıyor. Yazıda Gago’nun grev örgütlenmesi boyunca içinde bulunduğu tartışmalardan çıkardığı tespitler madde madde ele alınıyor ve feminist harekete bundan sonrası için bir çerçeve sunulmaya çalışılıyor. Yazar, grevi, feminist hareket tarafından ortaya koyulan bazı güncel sorunsalları okumak ve anlamlamdırmak için bir lens, bir bakış açısı olarak sunuyor ve bu tür kuramsallaştırmaları aktivistler için tarihsel bir görev olarak tanımlıyor.

Devamını Okuyun