Skip to main content

Sayı 28 – Şubat 2016

Merhaba

Yazar: Sayı 28 | Şubat 2016 No Comments

 

Türkiye artık yeni bir döneme girdi. Tüm ülke üzerinde kendini hissettiren uygulamalar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, tek bir inanç biçiminin yaşam tarzı olarak dayatılması ve Ortadoğu ve Türkiye’deki savaşın yarattığı şiddet ortamı kadınların hayatını da yeniden şekillendiriyor. Yirminci yüzyılın başından beri kadınların cesur mücadelesi, eril tahakkümü gerileterek kadınlara pek çok kazanım getirmişti. Bugün dünyanın dengeleri ve eril tahakkümün biçimleri giderek değişiyor, şiddeti her geçen gün artıyor. Kadın hareketinin kazanımları tehdit ediliyor. Ülkemizde de bu gelişmeleri uzun zamandır görebiliyoruz. Kadın-erkek eşitliğine inanmadığını dile getiren siyasetçiler, kadınların nasıl doğurup doğurmayacağını söyleyenler, kadınları aile içinde annelik rolünde görenler, vatanın annesi olarak tanımlayan politikalar son hızla devam ediyor. Sokağa çıkma yasağı ilan edilen şehirlerde çıplak kadın cesetleri basına servis ediliyor. Kadın cinayetleri her geçen gün daha da vahşi bir hâl alıyor. Kadınlar en yakınındaki erkekler tarafından onların koyduğu kurallara uymadıkları için öldürülüyor. İstanbul’un seçkin bir caddesinden Kayseri’nin bir lisesine kadar korkunç bir baskı, hayatlarımızı şekillendiriyor. Siyasetçilerse bu şiddet ikliminin önüne geçmek yerine şiddeti ve korkuyu daha da yaygınlaştıran politikaların altına imza atıyorlar. Kadına yönelik şiddet uygulayan erkeklere ceza indirimi veren ya da onları serbest bırakan yargı mensuplarına yönelik yaptırımlar uygulanmıyor. Kadın haklarını en fazla savunması beklenen bakan, kadına yönelik şiddetin algıda seçicilik olduğunu, asıl olarak toplumsal şiddetin var olduğunu söylüyor.

Devamını Okuyun

“Biz Gezici Değil Yerleşik Halkız!”: Cerattepe’de Yaşam Alanı Mücadelesi

Yazar: Sayı 28 | Şubat 2016 No Comments

Yazar bu makalede Cerattepe direnişi üzerinden Türkiye’deki ekoloji mücadelesinin temel bir unsuru hâline gelen “yaşam alanı” kavramını ve bu kavram üzerinden ortaya atılan evrensellik iddialarını tartışıyor. Yaşam alanı kavramının evrensellik iddiasına rağmen kimleri içeride tutup kimleri dışarıda bıraktığını incelerken, bu tür evrensellik iddialarının siyasi mücadeleler için stratejik önemine vurgu yapıyor.  

Devamını Okuyun

Sömürge Karşıtı Mücadeleler Bağlamında Feminizm

Yazar: Sayı 28 | Şubat 2016 No Comments

Feminist hareketler, farklı dönemlerde farklı temaları ön plana çıkarmışlar, bu temalardan da hareketle, diğer muhalif hareketlerle işbirliği içine girmişlerdir. Linda Gordon ‘‘Sömürge Karşıtı Mücadeleler Bağlamında Feminizm’’ başlıklı yazısında, feminist hareketlerin tarihinden yola çıkarak, feminizmin tek bir tanımının yapılamayacağının, farklı feminizmler, farklı feminist politikalar olduğunun altını çiziyor. Bu çerçevede Linda Gordon, Filistin İntifadalarına odaklanıyor, kadınların Birinci İntifada ve İkinci İntifada’ya katılım oranlarını ve biçimlerini karşılaştırmalı biçimde inceliyor.

Devamını Okuyun

Türkiye’deki Son Süreç ve Cinsiyet Politikaları Üzerine

Yazar: Sayı 28 | Şubat 2016 No Comments

Türkiye, Haziran seçimlerinin ardından, savaş ve fiili darbe koşullarının hâkim olduğu bir sürece girdi. Geçtiğimiz aylar boyunca hemen her güölüm haberleriyle güne başlar olduk. Bu dönem birçok açıdan 1990lardaki şiddet ortamından ayrışıyor. Alev Özkazanç ile yaptığımız söyleşide içinde bulunduğumuz bu yeni’ sürecin feminist bir perspektifle analizini yapabilmek için hangi parametrelerden hareket etmemiz gerektiğini, bu dönemin cinsiyet rejimi bağlamında ne tür değişikliklere karşılık geldiğini konuştuk.

Devamını Okuyun

Protesto Nesneleri: Ciudad Juarez’de Kadın Cinayetleri ve Şeylerin Failliği Üzerine

Yazar: Sayı 28 | Şubat 2016 No Comments

Meksika’nin Ciudad Juárez kentinde, 1993 yılından beri neredeyse bin beş yüz kadın öldürüldü ya da kaybedildi. Kadınların anneleri, sanatçılar, bağımsız aktivistler ve de insan hakları savunucuları, cinayetler ve kaybedilmelerle ilgili farkındalık sağlamak ve adalet talep etmek için pek çok kez sokaklara döküldüler. Her ne kadar son yıllarda sokakları dolduran kalabalıklar azalmış gibi görünse de, şehrin dört bir yanında protesto için kullanılan nesnelere rastlamak mümkün. Bu makale, cinayetler ve kaybedilmelerle mücadelede kullanılan pembe haçlara, anıt ve heykellere, grafitilere, kayıp ilanlarına, fotoğraflara ve şiirlere odaklanarak gündelik nesnelerin mücadeledeki merkezi rolünü tartışıyor. Kolektif eylemlerde nesnelere genellikle tali bir rol biçilse de, günümüz mücadelelerinin sadece insan bedenleri üzerinden anlaşılamayacağını, şeylerin de insanlar gibi güce ve failliğe sahip olduğunu iddia ediyor. Gündelik nesnelerin siyasal eylemin zamansallığını, biçimini ve etkisini genişlettiğini öne sürerek Ciudad Juárez’i, insan bedenlerinin sokaklara dökülüp dökülmemesinden bağımsız olarak, bir direniş ve daimi protesto şehri olarak yeniden yorumluyor.

Devamını Okuyun

Cezaevlerinin Kaldırılması Hareketiyle Eylemin Buluştuğu Noktada: Cinsel Şiddete Karşı Örgütlenen Kadınlar

Yazar: Sayı 28 | Şubat 2016 No Comments

Geçen on yıl, cezaevlerini ortadan kaldırma taraftarı bir hareketin gelişimine tanık oldu. Aynı zamanda, şiddet karşıtı örgütlenmeler cezaevlerinin kaldırılması taraftarlarını cinsel şiddet meselesini ciddi biçimde ele almaya ve cezaevlerinin kaldırılması bağlamında bu meselenin üzerine gitmek için girişimler başlatmaya davet etti. Renkli, göçmen, queer, trans, yoksul ve ötekileştirilmiş diğer kadınların polis tarafından –korunmaktan ziyade- daha çok şiddete maruz bırakıldıkları yönündeki bilincin artmasından güç alan taban hareketinden gruplar ve dünyanın her yerinden aktivistler, 911’i[ii] aramak yerine toplumsal alternatifler örgütlüyorlar. Ne var ki, böylesi girişimler yeni değil. Tarih boyunca kadınlar kendi güvenliklerini ve sevdiklerinin güvenliğini sağlamak adına harekete geçip örgütlendi. Bu makale, hem geçmişten hem günümüzden kişiler arası şiddete karşı kadın topluluklarının özsavunma faaliyeti modellerini inceliyor; kadınların kendilerini, sevdiklerini ve çevrelerini korumayı başardığı bu yöntemleri keşfederek, devlet temelli asayişe ve cezaevlerine başvurmadan, güvenliğin ve sorumluluğun nasıl geliştirileceğine dönük güncel tartışmalara katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Devamını Okuyun

Kadına Yönelik Şiddet Üzerine

Yazar: Sayı 28 | Şubat 2016 No Comments

Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet son hızıyla ve gittikçe daha da vahşi bir hâl alarak devam ederken şiddetin nasıl sona erdileceği uzun bir süredir feminist hareketin ve kamuoyunun gündeminde yer alıyor. Şiddeti sona erdirmek için birbirinden farklı ve birbiriyle çatışan görüşler ve öneriler de dillendiriliyor. Dergimizin bu sayısında feminist avukat Gökçeçiçek Ayata ile cinsiyetçi şiddeti yaratan siyasi iklim, hukuk sisteminin cinsiyetçi uygulamaları ve şiddetin geriletilebilmesi için ihtiyacımız olan mekanizmalar üzerine konuştuk. 

Devamını Okuyun