Bir boykot kararı, Britanya’daki Öğretim Üyeleri Derneği’nin iki İsrail üniversitesini boykot etme kararı, doğal olarak İsrailliler arasında bir gürültü patırtı yarattı. Neden biz? Ve neden şimdi, “tam da Filistinlilerle müzakerelere yeniden başlanabilecekken?”
Sevgili Baruch Kimmerling,
Geçen hafta Ha’aretz’de, İsrail akademisinden Avrupa desteğinin çekilmesine yönelik bir moratoryum talep eden Avrupa kaynaklı bir imza kampanyasını imzalayan bir grup İsrailli profesörün -ben de dahil olmak üzere- ifade özgürlüğünü savunan dokunaklı bir mektup yayımladınız. İşte yazdıklarınız:
İsrail söyleminde, İsrail her zaman komşularının zalim saldırılarının masum kurbanı olmuştur. Bu gerçeklik algısı İsrail’in şimdiki iki savaşıyla daha da kuvvetlenmiştir: Gazze’de Filistinlilere ve Lübnan’a karşı savaşları. Bu görüşe göre, her iki durumda da İsrail iyi niyetini göstermiş; 2000’de Güney Lübnan’daki işgalini sonlandırdığı gibi 2005’te de Gazze Şeridi’ndeki işgalini sonlandırmıştır. Fakat bu algılayışa göre, öteki taraf İsrail’e nedensiz roket saldırılarıyla karşılık vermiştir. Bu dünya görüşü, İsrail Askeri İstihbaratı Araştırma Birimi Başkanlığı görevini yeni tamamlayan Tugay Komutanı General Yossi Kuperwasser tarafından şöyle özetlenmektedir: “Bence Filistinliler, işgalin sona ermesini istemiyor. İşgalin sona erdiği Gazze’den bize roket atmayı sürdürmelerinin anlamı budur. Bunun amacı ne? Onları vurmamız için bizi zorlamak mı?”