Skip to main content

Sayı 23 – Haziran 2014

Devletle ya da Devletsiz: LGBT

Yazar: Sayı 23 | Haziran 2014 No Comments

1990’ların başlarında filizlenen LGBT hareketi, mücadele pratiğine farklı yöntemleri katarak ilerleyen bir toplumsal hareket oldu. 1990’larda devlet ve medya, aile vb. heteroseksist kurumlar ile ilişkilenmeyi reddeden birçok aktivist, 2000’lerle beraber, devlet ile anlaşmayı kabul eden, hak ve vatandaşlık düzleminde bir politikayı benimsediler. Bu yazı, LGBT hareketinin politik perspektif ve taleplerindeki değişimi inceleyerek, hem bugünkü haklar söyleminin bir tarihselliği olduğunu söylüyor hem de başka alternatifleri ve bunların sınırlarını düşünüyor. Haklar söyleminin temelinde, harekete katılan bireylerin mücadele pratiklerini zenginleştirmesinin, devletin LGBT derneklerine açtığı davaların hareketteki izdüşümünün, Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylık sürecinin ve aktivistlerin mücadele pratiklerini performatif bir alanda konumlandırmalarının yattığını savunuyor.

Devamını Okuyun

Bir Siyasi Özne Olarak LGBTİ Hareketi: 2014 Yerel Seçimleri ve Yerel Yönetimler

Yazar: Sayı 23 | Haziran 2014 No Comments

Anayasal düzeyde varoluşunun tanınmadığı, Türkiye’deki mevcut siyasi partilerin çok azıyla ve kısıtlı bir ilişki içerisinde bulunan lezbiyen, gey, biseksüel, trans ve interseksler (LGBTİ) toplum tarafından hâlâ hastalıklı olarak algılanmakta ve bu konu konuşulmaya çekinilen konulardan biri olmaya devam etmektedir. Buna karşın her geçen yıl daha fazla büyüyen ve destek gören LGBTİ hareketi, 20 yıllık tarihinin her noktasında bir varoluş mücadelesi verirken, gasp edilen haklarının farkına varıp bunların iade edilmesi için taleplerde bulunmaya başladığı noktadan itibaren siyasi özne olarak da kendisini inşa etmeye başlamıştır.[i] Gezi Direnişi sürecindeki rolü ile birlikte çeşitli toplumsal kesimler tarafından da lgbti’lerin yer almadığı bir siyasetin eksik olacağı artık kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra, Gezi sonrasında kent üzerine artan tartışmalar LGBTİ hakları alanında emek veren aktivistleri bu alanda geçmişte başlatılan fakat devam ettirilemeyen çalışmalara tekrar başlamak ve geliştirmek konusunda teşvik etmiştir. Yaklaşan 2014 Yerel Seçimleri ile birlikte LGBTİ hareketi yerel yönetimlerle önceden kuramadığı kalıcı ve dönüştürücü ilişkiyi nasıl kurabileceği üzerine de düşünmeye başlamıştır. Bu makale, “evinizde ne yapıyorsanız yapın ama sokakta ben eşcinselim diye dolaşmayın” denerek yatak odasına hapsedilen ve bir tabu olarak toplumda yer edinen lgbti hakları meselesinin, 90’lı yılların başında bu alandaki örgütlü hareketin doğuşuyla birlikte bir insan hakları meselesi olarak toplumun daha geniş kesimleri tarafından kabul edilme serüvenini konu edinmektedir. Bu sürecin bir parçası olarak karşımıza çıkan 2014 Yerel Seçimleri ve yerel yönetimlerde lgbti politikaları inşasının bir analizine de LGBTİ hareketinde yapılan güncel tartışmaları ve hareketin gelmiş olduğu noktayı kavrayabilmek açısından yer verilmiştir.

Devamını Okuyun

Türkiye’de Yoksulluk Ölçümüne Yeni Bir Yaklaşım

Yazar: Sayı 23 | Haziran 2014 No Comments

Yoksulluğun standart ölçüm yöntemleri, tüm hanelerin hane içi üretim ve bakım gereksinimlerini yerine getirmek için gerekli kaynağa sahip olduğunu varsaymaktadır. Bu hizmet ihtiyacını karşılayabilecek durumda olmayan ve piyasadan ikame mal ve hizmetleri satın alarak kapatabilecek güce de sahip olmayan hanelerin baş etmeleri gereken güçlükler resmi ölçümlere yansımamaktadır. Bu amaçla, Türkiye için asgari gerekli tüketim düzeyi ve gerekli hane içi üretim zamanını hesaba katan iki boyutlu bir ölçüm geliştirilmiştir. Türkiye’de zaman yoksulluğuna en yüksek oranda maruz kalanların yine yoksul hanelerde yaşayan kadınlar olduğu çalışmanın temel bulgularından biridir. Bu yazıda yeni yöntemin sonuçları  ve politika çıkarımlarına ilişkin bir özet sunulmaktadır.

Devamını Okuyun

Bastırılmış İstekler, Gizlenen Arzular: Sevim Burak’ın Eserlerinde “Çift Olmak” ve Tekinsizlik

Yazar: Sayı 23 | Haziran 2014 No Comments

Sevim Burak Türkçe edebiyatın önemli isimlerinden biri olmasına rağmen hakkında bütünlüklü ve derin incelemeler olmayan bir yazar. Oysa ki Sevim Burak yazdığı öyküler, oyunlar ve tamamlayamadığı bir romanıyla pek çok önemli ve tartışmalı konuyu masaya yatırmıştır. Sevim Burak eserlerinde sadece ihtilaflı temaları işlemesiyle değil, gelenekselin dışına taşan, kelime ve cümle bütünlüğüne meydan okuyan, görsel ve yazınsal metinleri harmanlayan yazma biçimiyle de dikkat çeken yazarlar arasındadır. Bu yazıda Sevim Burak’ınSahibinin Sesi ve “Pencere” adlı eserleri tekinsiz teorisinden hareketle “çift olmak” kavramı üzerinden yorumlanmıştır. Eserlerdeki karakterler, olayların geçtiği bağlam göz önünde bulundurularak toplumsal cinsiyet ve etnik çatışmalar ekseninde “çift” teması yardımıyla incelenmiştir. 

Devamını Okuyun

Hikayeler Anlatırken Özne(l)likler Kurmak: Anne, Yurt, Jilet

Yazar: Sayı 23 | Haziran 2014 No Comments

Bu yazı, yetiştirme yurdu deneyimi olan genç kadınların hayat hikâyeleri ve bu hayat hikâyelerinin anlatılma biçimleri üzerinedir. Yazı, birkaç ana mesele etrafında örülmüştür. Öncelikle, yetiştirme yurdu deneyimi özelinde, hikâye anlatma stratejilerine ve hayatının hikâyesini anlatıyor olmanın barındırdığı olanaklara odaklanmaktadır. Sonra, yetiştirme yurdunun resmi hikâyeleme biçimindeki sorunları göstererek, bu tür bir hikâyeleme biçiminin neden terk edilmesi gerektiğini tartışmaktadır. Yazı, ilerleyen kısımlarında esas olarak üç genç kadının hikâyelerinden yola çıkarak ve başka hayat hikâyelerine de uğrayarak, yetiştirme yurdu deneyimi olan genç kadınların başvurdukları anlatma stratejilerini, hikâyeleme biçimlerini ve devreye soktukları stratejilerin neleri ortaya serip nelerin üstünü örttüğünü ele almaktadır. Bu çalışma, bir yandan yetiştirme yurdu deneyimi olan genç kadınların hikâyelerini görünür kılmaya amaçlarken, öte yandan da, feminist metodolojiyi benimseyerek ve devreye sokarak bu hikâyeleri dinlemenin, bir araştırmacıya ne tür zorluklar, ikilemler, tereddütler getirdiğini tartışmaya çalışmaktadır. Çalışmanın kaynağını ise, yetiştirme yurdu deneyimi olan bir grup genç kadınla, 2009’dan 2013’e uzanan süreçte, aralıklarla yapılan derinlemesine mülakatlar ve mülakatlar sırasında geliştirilen diyaloglar ve kurulan arkadaşlıklar oluşturmaktadır.

Devamını Okuyun