Skip to main content
Category

Sayı 06 | Ekim 2008

Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar, 4 ayda bir çıkan elektronik bir dergidir.

Merhaba

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

Dünyada patlak veren ekonomik krizin, Ortadoğu'da devam eden savaş koşullarının gölgesinde, Türkiye, çözmemekte direndiği Kürt sorununda şiddetin yoğun olarak yeniden gündeme geldiği olağanüstü hal koşullarına geri dönüyor. Önceki dönemlerden farklı olarak bu sefer, ordunun faaliyetlerine ilişkin sert eleştiriler ana akım medyanın gündemini belirleyebiliyor. Bu eleştiriler ordu tarafından sert bir biçimde “yanıtlanmaya” çalışılsa da, yanıtların tatmin edici olmaktan uzak olduğu aşikâr.

Devamını Okuyun

Kent ve Kadın

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

Kentin ve toplumun biçimlenmesinde kadınların önemli bir rolü vardır. Oysa ataerkil sistem içerisinde konumu hep dezavantajlı olan kadının ihtiyaçlarına hassasiyet gösteren kentsel planlar yapılmamaktadır. Toplumun yaşam alanlarını hane ile sınırlandırdığı kadınlar ile işyerleri ve kamu kuruluşlarının oluşturduğu kamusal alanlarda hâkim olan erkekler arasındaki toplumsal ayrım, fiziksel mekânda, mekân tasarımında, mekâna yapılan müdahalelerde ve mekânsal ayrışmalarda, yani bir diğer değişle kentlerde de açıkça izlenebilmektedir. Bu makalede amaçlanan, planlama mesleğinin, kadını dezavantajlı konuma iten ya da onun dezavantajlı durumunu sürdüren zaaflarının sadece kadını ilgilendirmeyen kusurlar olduğunun gösterilmesi, kadının toplumun diğer yarısını oluşturan erkek gibi ihtiyaçları olduğunun ve bu ihtiyaçların mekânın diğer kullanıcılarınınkinden farklı olduğunun ortaya konmasıdır. Kişisel olan her şeyin politik olması gibi kadını ilgilendiren her şey toplumu ve kenti ilgilendirmektedir.

Devamını Okuyun

Kadın Destanı Olur Mu?

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

Jale Parla’nın 8 Mart etkinlikleri çerçevesinde Boğaziçi Üniversitesi Kadın Araştırmaları Kulübü’nin daveti üzerine verdiği tebliğin kısaltılmamış versiyonu olan bu yazı başlığındaki soruyu temel alarak hem feminist edebiyat eleştirisi yapıyor hem de feminist eleştirinin bazı sorunsallarını masaya yatırıyor. Soru şu: Kadın destanı olur mu? Bu soruyu ve bu soru temelinden yükselen başka soruları feminist eleştirinin imkânlarıyla geliştiren bu metin Ayla Kutlu’nın Kadın Destanı ve Latife Tekin’in Muinar’ı üzerinden tartışıyor.

Devamını Okuyun

Adaletle Maceralar

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

Çocukluğun benzersiz imgelem dünyasında pek çok büyülü eşleşme yaşanır. Dünyayı kendine göre kurar da sonra gerçeği karşısında bakakalır çocuk. Sorabilse “Yetişkin olmak bu mu?” diyecektir belki, “sahi, siz neye yetişmiş oldunuz?” diye ekleyecektir muzipçe. Ama uğraşmaya değer bulmaz; pek yalan bulduğu dünya gerçeğine karşı kendi hayal hakikatine sığınır, büyüyünceye kadar.

Devamını Okuyun

Tanrı’nın Evindeki Orospular

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

“Tanrı’nın Evindeki Orospular”, İngiliz Fahişeler Kolektifi’nin 1982’de polisin fahişe kadınlara yönelik ırkçı ve cinsiyetçi baskılarına dikkat çekmek üzere yaptığı kilise işgali eylemini anlatıyor. Bu eylem sürecinin bir öznesi olan Selma James, eylemin örgütlenmesini anlatırken fahişelik ve fahişe kadınlarla ilgili tartışmaları sürdürebilmek için gereken bazı kavramsal çerçeveleri sunuyor. Örneğin fahişeliği kadınların yaptığı işlerden biri olarak görmenin ve bunun seks işçiliği olduğunu idrak etmenin altını özellikle çiziyor. Kadınları fahişeler ve fahişe olmayanlar olarak bölmenin kimlerin işine yaradığını özellikle kadınların sorgulamasını istiyor. Ve feministlere bir çağrı yapıyor: Artık taraf olun. Kimden yana olduğunuzu belirleyin. Polis mi, fahişeler mi? Devlet mi, devletle karşılaşma yaşayan kadınlar mı?

Devamını Okuyun

Türkiye’de Fuhuş Sektörü Üzerine

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

Ayşe Tükrükçü, 2007 genel seçimlerine İstanbul 2. bölgeden bağımsız aday olarak katıldı. Seçim sürecinde yürüttüğü politikayı, taşıdığı dövizlerde şöyle özetliyordu: “Eski Genelev Kadınıyım (Modern Köle), Tüm Hayatsız Kadınlar İçin, Tüm Ezilen, Hor Görülen Şiddet Mağduru Kadınlar İçin İstanbul Bağımsız Milletvekili Adayıyım”. Türkiye’de fuhuş, belirli dönemlerde feminist hareketin gündemine girmiş olmakla birlikte yeterince ele alınmış, hakkında ciddi anlamda siyaset üretilmiş bir konu değil. Ayşe Tükrükçü’nün, fuhuş sektöründe çalışan kadınlar lehine siyaset yapmaya ve yaşanan fiziksel, ekonomik ve duygusal şiddeti görünür kılmaya çalışması, bu nedenle çok önemli. Kendisiyle, kişisel deneyimlerinden yola çıkarak Türkiye’de fuhuş sektörü ve devletin bu sektördeki rolü üzerine konuştuk.

Devamını Okuyun

Suskunluğun Siyaseti: Hayat Kadınlarına ve Fuhşa Dair Sessizliğin Feminist Bir Analizi

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

Devletin iktidarını anlamak aynı zamanda iktidarın sessizleştirdiği alanlara bakmayı beraberinde getiriyor. Bu yazı, devletin fuhuşla kurduğu ilişkiye odaklanarak, sessizleştirme üzerinden kendisine nasıl bir cinsel iktidar alanı kurduğunun analizini yapmaya çalışıyor. Devlet, vesikalı ve vesikasız olarak çalışan hayat kadınlarına dair oluşturduğu yasal düzenlemelerle kadınları sadece toplumsal yaşamın kıyılarına itmekle kalmıyor, aynı zamanda kadınların yaşadıkları deneyimi dillendirmelerini engelleyen uygulamaları da faaliyete geçiriyor. Özellikle vesikalı olarak çalışan kadınların yaşamlarında bu düzenlemeler uç noktalara vararak, bu yaşamları yalnızca devlet aktörlerinin ve devletin izin verdigi kişilerin girebileceği ve üzerine söz üretebileceği mahrem bir alana dönüştürüyor. Sonuç olarak bu yazı, sadece kadınların sessizleştirilme hikâyesine değil, fuhşa aynı zamanda devletin kendisinin de sustuğu ve fuhuş hakkındaki bilgiyi sırra dönüştürdüğü bir alan olarak yaklaşarak devletin kendi iktidarı için nasıl mahrem bir alan kurduğunu analiz ediyor.

Devamını Okuyun

Türkiye’de Başörtülü Olmak…

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

Anayasa Mahkemesi’nin, üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırmak üzere Meclis’te üç parti tarafından onaylanarak çıkarılan yasayı iptal etmesi ile birlikte başörtüsü ile ilgili uygulamalar tekrar rektörlerin ve dekanların inisiyatifine bırakıldı. Tüm bu süreç boyunca başörtülü kadınlar dışında herkes başörtüsü konusunda konuştu. Hatta başörtüsü neredeyse kendi başına bir özne olarak ele alınmaya başlandı. Fatma Benli’nin sözleriyle “bir noktadan sonra üniversiteye girip çıkamayan, bir insan değil de başörtüsüymüş gibi gösterildi çoğu zaman”. Bu söyleşide Hazar Derneği Başkanı Ayla Kerimoğlu ve AKDER Başkan Yardımcısı Fatma Benli ile görüştük, kendi deneyimlerini ve başörtülü kadın arkadaşlarının deneyimlerini onlardan dinledik.

Devamını Okuyun

Feminizmi Ört(Me)Mek

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

İran kökenli tarihçi ve toplumsal cinsiyet teorisyeni Afsaneh Najmabadi bu makalede, İran İslam Cumhuriyeti’nin tarihindeki gelişmeler ışığında, farklı ideolojik görüşlere sahip kesimler tarafından modernizm, laiklik ve feminizm kavramlarının birbirleriyle nasıl farklı şekillerde ilişkilendirildiğini analiz etmektedir. Yazar, özellikle 1979 İslam Devrimi sonrasında, İslamileşmiş toplumlarda emperyalizmin, kadınlar vasıtasıyla dini ve kültürü zayıflatarak tahakküm kurmaya çalıştığı düşüncesinin de oluşmasıyla, “kültür olarak kadın”ın merkezde yer aldığı bir politik söylem geliştiğinden bahseder. İranlı kadın hakları aktivistleri, en çok örtünme konusunda ayrı düşerler. Başlangıçta bu fikir ayrılığı, “modernliğe karşı antimodernlik” şeklinde bir ikilik olarak görülmemektedir. Rıza Şah Pehlevi, 1936 yılında modernleşme için kadınların örtülerini çıkarmasını emreder. Ancak bu durum, kendi inançları nedeniyle veya aile baskısıyla örtülerini çıkarmayı reddeden kadınların, okullarından ve işlerinden ayrılmaya mecbur kalmasıyla sonuçlanır. Paradoksal biçimde, kadınların kamusal alandaki özgürlükleri, modernleşme uğrunda kısıtlanır.

Devamını Okuyun

Örtbas Etmek: Fransızların Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve İslami Başörtüsü

Yazar: Sayı 06 | Ekim 2008 No Comments

2004 yılında Fransız hükümeti devlet okullarında “dikkat çekici dini sembollerin” yasaklanması yönünde bir yasa çıkardı. Yasak herkese yönelik olmasına karşın özellikle başörtülü Müslüman kızları hedef almaktaydı. Yasanın savunucuları Fransız laiklik değerleri adına bu yasayı savunmakta ısrar ettiler ve başörtüsünü İslamın moderniteye dayatması olarak algıladılar. Joan Scott, The Politics of the Veil isimli kitabında bu görüşe karşı argümanlar oluşturmaktadır. “Örtbas Etmek: Fransızların Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve İslami Başörtüsü” başlıklı bu makale de kitabın beşinci bölümünde yer alan, başörtüsünün toplumsal cinsiyet bağlamındaki analizinin bir sunumudur. Scott bu makalede, başörtüsü tartışmasının altında yatan toplumsal cinsiyet sistemlerindeki farklılık üzerinde durmakta ve başörtüsü yasağı savunucularının, laikliği ve bireysel özgürlüğü kadın ve erkeklerin bedenlerinin görünürlüğüne ve cinsler arası ilişkinin serbestliğine indirgediğini belirtmektedir.

Devamını Okuyun