Ocak ayının başından beri Türkiye’de Kürt sorununda yeni bir sürece girildi. Hükümetin silahları bırakmaya yönelik olarak tariflediği ve şimdiye dek tanıklık ettiğimiz görüşmelerden farklı olarak bolca reklam ve halkla ilişkiler çalışması eşliğinde yürüttüğü bu süreç Kürtler ve Türkiye’nin diğer demokratik güçleri tarafından şüpheyle karşılanıyor. Bunda, daha önce yaşanmış deneyimler ve devletin görüşmelere rağmen tutuklamalar, yasaklamalar ve bombalamalara devam etmesi rol oynuyor. Ayrıca sürecin şeffaf ve katılımcı olmaması, resmileşmemesi ve dünyadaki diğer tüm barış süreçlerinden farklı olarak gözlemci ya da arabulucu gibi kolaylaştırıcı ve görüşenlerin eşitlenmesini sağlayıcı kurumsallaşmalara gidilmemesi de sürecin sürdürülebilirliği konusunda kaygı yaratıyor. Bu yazıda sürecin kadınlar açısından bakıldığında ne ifade ettiğine dair bir değerlendirme yapılması amaçlanmaktadır.
Devamını Okuyun