Skip to main content
Tag

cinsiyetçilik

Değişen Ders Kitaplarında Toplumsal Cinsiyet

Yazar: Sayı 36 | Ekim 2018 No Comments

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetleri döneminde eğitim sisteminde önemli değişiklikler oldu ve olmaya devam ediyor. Son dönemdeki en önemli değişikliklerden biri, 2017-2018 eğitim öğretim yılından itibaren öncelikle 1., 5. ve 9. sınıflarda; 2018-2019 eğitim öğretim yılından itibarense tüm kademlerde uygulanmak üzere müfredat değişikliğine gidilmesi ve yeni müfredata göre ders kitaplarının da yenilenmesiydi. Bilgi ve değerler seti olarak toplumun ideolojik ve kültürel yeniden üretimine hizmet eden müfredata göre hazırlanan ders kitapları (Sayılan, 2012), toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili normların ve kurguların aktarıldığı en önemli araçlardan biridir (Helvacıoğlu-Gümüşoğlu, 1994; Kancı, 2007; Kancı ve Altınay, 2011). Bu nedenle, ders kitaplarının analizi toplumsal cinsiyet kavramı konusunda aktarılan açık ve örtük mesajları deşifre etmek açısından önemlidir. Bu çalışmada da 2017 yılındaki değişiklik ile birlikte “değerler ve değer eğitimi” odaklı olduğu ileri sürülen müfredat (Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, 2017) sonrası yenilenen ders kitapları ile bir önceki müfredata göre hazırlanmış ders kitapları arasında toplumsal cinsiyet konusu ile bağlantılı metin ve görseller karşılaştırmalı olarak incelenerek bu kavramın ele alınışıyla ilgili farklılıklar olup olmadığı ve varsa bu farklılıkların neler olduğu araştırılmaktadır.

Makalede öncelikle, eğitim sisteminde son dönemde yaşanan değişimlere kısaca değinildikten sonra ders kitaplarında toplumsal cinsiyet konusunu araştıran çalışmalara yer verilmektedir. Ders kitaplarının karşılaştırmalı analizi sonucu elde edilen bulgular ise, kadın görünürlüğünün azalması, aile içi işbölümünde cinsiyet ayrımcılığı, çalışma hayatı ve mesleklerde cinsiyet ayrımcılığı ile örtük söylemlerde cinsiyet ayrımcılığı başlıkları altında verilmektedir. Yeni bir milli kimlik inşasına doğru ders kitaplarında etno-dinsel, eril ve militarist dilin artışından söz edildikten sonra sonuç bölümü ile toplumsal cinsiyet eşitlikçi ders kitapları için önerileriler paylaşılmaktadır.

Devamını Okuyun

AKP Dönemi Eğitim Politikalarına İlişkin Bir Örnek: Değerler Eğitimi

Yazar: Sayı 33 | Ekim 2017 No Comments

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidara geldiği 2002 yılından beri eğitimde birçok yapısal değişikliğe başvurmuş ve ciddi tartışmalara neden olan müdahaleler gerçekleştirmiştir. Tartışılan AKP eğitim politikaları arasında sınav sisteminden müfredat içeriğine, okul kıyafetlerinden eğitimin özelleştirilmesine kadar birçok konu yer almaktadır. Bu yazıda son 15 yılda gerçekleşen birçok değişiklikten biri olan değerler eğitimi mercek altına alınmıştır. Yazı, değerler eğitiminin uygulanma şekli ve konfigüre edilişi ile eğitimde dinin nasıl daha çok vurgulandığını ve toplumsal cinsiyetin bundan nasıl etkilendiğini göstermeyi amaçlamaktadır. Yazı değerler eğitimi örneği üzerinden eğitimde pedagoji ve bilimsellikten uzaklaşıldığını göstermeyi hedeflemektedir.

Devamını Okuyun

Yeni Türkiye’de Kadın ve Çocuk Hakları Üzerine

Yazar: Sayı 30 | Ekim 2016 No Comments

Türkiye 'olağanüstü' bir dönemden geçerken toplumdaki şiddet ve tahammülsüzlüğün dozu gittikçe artıyor. Kadınların gündelik hayatının halihazırda bir parçası olan şiddet her geçen gün pervasızlaşıyor. Metrobüste, parkta, sokak ortasında tanıdığımız ya da tanımadığımız erkeklerin şiddetine sıklıkla maruz kalıyoruz. Neredeyse her gün çocuklara yönelik cinsel şiddet haberleri alıyoruz.   Bunlar karşısında güçlendirilmesi gereken kadın ve çocuk hakları alanında elde edilen kazanımların tehlike altında olduğuna tanıklık ediyoruz. Dergimizin bu sayısında, kadın hakları alanında uzun yıllardır çalışma yürüten feminist avukat Hülya Gülbahar'la Türkiye'de kadın hakları mücadelesi, son yıllardaki yasal düzenlemeler ve yeni Türkiye'nin yeni kadınlık durumları üzerine konuştuk.

Devamını Okuyun

Akademinin Bitmek Bilen Koridorları: Eril Çivilerden Boşalan Yerlere Feminist Dikişler

Yazar: Sayı 29 | Haziran 2016 No Comments

Simten Coşar “Akademinin Bitmek Bilen Koridorları: Eril Çivilerden Boşalan Yerlere Feminist Dikişler” adlı yazısında Türkiye’deki akademinin şu anda içinden geçtiği süreci bir kötüleşme olarak değil, neoliberal kapitalizm ile ilişkisi üzerinden okuyarak akademinin bugünkü hâlini aslında geçmişteki problemlerin bir kriz olarak ortaya çıkması olarak tanımlıyor. Bu durumda geçmişte akademisyenlere örnek verilebilecek altın bir çağ olmadığını fakat feminist pratiğin bu anlamda ilerici tartışmalara öncülük edebileceğini ifade ediyor. “Peki nasıl bir akademi?” sorusunu sorarken feminizmi çağırmanın, erkek çivilerin yerine kadınların örgülerini, dikişlerini, boyalarını, yamalı bohçalarını kullanmanın etik sorumluluğumuz olduğunu hatırlatıyor.

Devamını Okuyun

Kadına Yönelik Şiddet Üzerine

Yazar: Sayı 28 | Şubat 2016 No Comments

Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet son hızıyla ve gittikçe daha da vahşi bir hâl alarak devam ederken şiddetin nasıl sona erdileceği uzun bir süredir feminist hareketin ve kamuoyunun gündeminde yer alıyor. Şiddeti sona erdirmek için birbirinden farklı ve birbiriyle çatışan görüşler ve öneriler de dillendiriliyor. Dergimizin bu sayısında feminist avukat Gökçeçiçek Ayata ile cinsiyetçi şiddeti yaratan siyasi iklim, hukuk sisteminin cinsiyetçi uygulamaları ve şiddetin geriletilebilmesi için ihtiyacımız olan mekanizmalar üzerine konuştuk. 

Devamını Okuyun

Türkiye’de “Devlet Sorunu” Üzerine

Yazar: Sayı 08 | Haziran 2009 No Comments

Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözüm olanakları tartışılırken cinsiyetçilikle kendini besleyen militarist yapının geriletilmesinde ve barışın toplumsal olarak inşa edilmesinde feministler olarak nasıl bir rol oynayabiliriz?  Savaşa ve militarizme, doğamız gereği barışçıl olan kadınlar olarak değil de Türkiye’de yaşanan savaşı göç, tecavüz, şiddet ve ölüm olarak tecrübe eden kadınlar olarak karşı çıktığımızı ve çıkmamız gerektiğini nasıl daha yüksek sesle dillendirebiliriz? Bu sorulara yanıt ararken feminist akademisyen ve barış aktivisti Nazan Üstündağ ile son dönem yürütülen tartışmalar ekseninde barış sürecinde muhalif hareketlerin ve kadınların rolü üzerine bir söyleşi yaptık. Bu söyleşinin kadınlar arasında yürütülen tartışmalara katkı sunmasını umuyoruz.

Devamını Okuyun

Türkiye Popüler Müziğinde Aykırı Kadınlar

Yazar: Sayı 07 | Mart 2009 No Comments

Yazıda, Türkiye’de popüler müzikte ‘kadın’ müzisyen olma durumu ele alınıyor ve aslen cinsiyetçi algıların ve müdahalelerin kadınların bu alandaki varoluş biçimlerine getirdiği sınırlar üzerinde duruluyor. Kadın enstrüman icracılarının erkeklere oranla çok daha az oluşunun nedenleri, kadın grubu oluşumları, kadın müzisyenlerin sadece kadınların icracı olduğu müzik gruplarında çalmayı tercih etmeleri, bu çalışma kapsamında yapılan görüşmelerde öne çıkan tartışma noktalarını oluşturuyor. Bunun yanı sıra, şarkıların ve video kliplerin analizleri doğrultusunda, kadın müzisyenlerin toplumsal cinsiyet kalıplarının dışına çıktıklarında ya da ataerkil normları ve davranış biçimlerini sorguladıklarında karşılaştıkları sansür ve yasaklamalara dikkat çekiliyor.

Devamını Okuyun

Siyasette Eksik Temsil Krizini Çözmeye Yönelik Bir Adım: “Pozitif Ayrımcılık” Değil “Geçici Özel Önlem” Olarak Kota

Yazar: Sayı 04 | Ekim 2007 No Comments

Geçtiğimiz seçim döneminde ve sonrasında, kadınlara siyasi alanda “pozitif ayrımcılık” yapılması ve kota meselesi çok tartışıldı. Nazik Işık “Siyasette Eksik Temsil Krizini Çözmeye Yönelik Bir Adım: ‘Pozitif Ayrımcılık’ Değil ‘Geçici Özel Önlem’ Olarak Kota” başlıklı makalesinde, kota konusunu politik olarak kavramsallaştırırken, farklı söylemler içinde olumsuz bir anlam yüklenebilen “Pozitif Ayrımcılık” yerine “Geçici Özel Önlem” şeklindeki kavramsallaştırmayı öneriyor: Cinsiyetçiliğin erkekler lehine işleyen mekanizmalarına kadınlar lehine bilinçli politik müdahale gereklidir ve bu müdahale de çeşitli alanlarda alınacak önlemlerle şekillenebilir. Kadınların siyasi alanda temsilini artırmak üzere alınan “geçici özel önlemler”in de bu çerçeveden değerlendirilmesi gerekir.

Devamını Okuyun