Skip to main content
Tag

Üreme hakları

Avrupa’da ve Türkiye’de Yükselen Toplumsal Cinsiyet Karşıtı Hareketler Üzerine

Yazar: Sayı 41 | Sonbahar 2020 No Comments

Bir süredir muhafazakâr ve dini grupların “toplumsal cinsiyet ideolojisi”ne karşı Avrupa’da ve dışında, ulusal ve uluslararası alanda, ciddi bir ittifak içinde hareket ettiğine tanıklık ediyoruz. “Toplumsal cinsiyet karşıtı” olarak adlandırılan bu hareketler özellikle kadın ve LGBTİ+ haklarını hedef alıyor; cinsellik ve üreme haklarına, toplumsal cinsiyet araştırmalarına ve devlet okullarındaki cinsellik eğitimlerine karşı kampanyalar yürütüyorlar. Yakın zamanda Macaristan ve Polonya’da, son olarak da Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’ne karşı yükselen itirazlar benzer argümanların farklı coğrafyalarda nasıl şekillendiğini gösteriyor. Akademisyen Alev Özkazanç ile yaptığımız bu söyleşimizde pek çok ülkede yükselişe geçen toplumsal cinsiyet karşıtı hareketleri ve yakın dönemde Türkiye’de meydana gelen gelişmeleri ele alıyoruz.

 

Emerging Antigender Movements in Europe and Turkey: An Interview with Alev Özkazanç

For some time now, we have witnessed conservative and religious groups act in a serious alliance against what they call "gender ideology"  in Europe and abroad, both nationally and internationally. These anti-gender groups specifically target women’s and LGBTI+ rights; they campaign against sexual and reproductive rights, gender studies and sexuality education in public schools. The growing objections to the Istanbul Convention in Hungary, Poland and most recently in Turkey demonstrate how similar arguments are shaped in different geographies. In this interview with Alev Özkazanç, we discuss the emergence of anti-gender arguments in Europe and the recent developments in Turkey. 

Devamını Okuyun

Üreme Politikaları

Yazar: Sayı 24 | Ekim 2014 No Comments

Bu yazı kadın emeğini, bedenini ve cinselliğini denetleyen pronatalist -yani doğum yanlısı ya da doğurganlığı ve çocuk sayısını artırmayı hedefleyen- söylem ve politikaların sağlık kurumlarına nasıl yansıdığını tartışmayı hedefliyor. Sağlık sisteminin içinden geçtiği neoliberal reform süreçlerini de göz önünde bulundurarak, devletin çoğunlukla doğurganlığı kontrol etmek ve yeniden düzenlenmek amacıyla vaat ettiği ya da bazen bizzat kadınlar tarafından talep edilen üreme sağlığı hizmetlerine odaklanıyor. Yazar saha çalışmasındaki gözlemlerine ve görüşmelerine dayanarak hem hizmetlerinin yapısındaki ve dağılımındaki hem de sağlık çalışanı ile hizmetleri kullanan kadınlar arasındaki ilişkilerdeki değişimleri aktarıyor. Özellikle hamile kadınların tespit ve takip edilmesi için kullanılan elektronik sağlık kayıt sistemlerinin nasıl uygulandığını inceleyerek pronatalist politikaların sağlık alanındaki izdüşümleri üzerine bir tartışma başlatmayı hedefliyor.

Devamını Okuyun