Bu makalede, İstanbullu Ermeni kadınların aile hikâyelerine ve kişisel hafızalarına dair anlatılarını ve ninnilerini duygulanımsal/tarihsel bilgi üretme ve aktarma kapasiteleri olan formlar olarak ele alıyorum. Ninniler üzerine yürüttüğüm saha çalışmamın farklı anlarında ninnilerin hüzünle ve geçmişteki kayıplarla ilişkilendirilmesinin izini sürmek adına muğlak bir hafızayı mümkün kılan bir tür olarak ninni ile doğrudan hafızayı aktaran anlatıları bir arada okuyorum. Bu bağlamsallaştırma içinde ninninin hem hayatta kalmayı ve sürekliliği, hem de hayatı ve hafızanın aktarımını imkansızlaştıran kopuşları bedeninde barındıran bir tür olarak durduğunu gösteriyorum.
Devamını Okuyun