Türkiye, saldırı ve bombalamalarla geçen 7 Haziran Genel Seçimleri'nin ardından ölümlerin giderek arttığı bir şiddet sarmalının içine girdi. Kürt meselesinin çözümüne yönelik görüşmelere son verilerek askeri müdahaleler yeniden devreye sokuldu. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı illerde günlerce süren sokağa çıkma yasaklarında pek çok mahalle ağır silahlarla tahrip edildi ve can kayıpları yaşandı. Pek çok şehirde Kürtlere yönelik linç girişimleri başlatıldı. Suruç ve Ankara’da şehrin orta yerinde patlayan bombalar barış isteyen yüzü aşkın kişinin hayatına mal oldu. Barış İçin Kadın Girişimi’nden Nükhet Sirman ile iki seçim dönemi arasındaki şiddet atmosferini, Kürt meselesinde askeri yöntemlerin devreye sokulmasını ve toplumda yaygınlaşan şiddetin kadınlar üzerindeki etkisini değerlendirdik.
Seçimler ve sonrasındaki şiddet ortamı, askıya alınan çözüm süreci ve yeniden başlayan çatışma ve saldırılarla beraber Türkiye yeniden ağır hak ihlallerinin, faili meçhullerin, saldırı ve linç girişimlerinin gündemde olduğu yoğun bir döneme girmiş bulundu. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Şebnem Korur Fincancı ile içinde bulunduğumuz dönemi, şiddetin toplumsal yansımaları ve yeniden barışı konuşabilmek adına ihtiyaç duyduğumuz muhalefet biçimleri üzerine konuştuk.
2007 Genel Seçimlerine damgasını vuran konulardan biri tutuklu yargılanan Kürt kadın hareketi aktivisti Sebahat Tuncel’in Kürt kadın hareketi öncülüğünde yürütülen seçim çalışmaları sonucunda cezaevinden çıkarılıp parlamentoya taşınmasıydı. Parlamentoya girdiğinden itibaren milliyetçi ve cinsiyetçi politikaların hedefi olan Sebahat Tuncel, milletvekilliği yaptığı dönemde Kürt kadın hareketi aktivisti diğer milletvekilleriyle birlikte Kürt sorununun siyasi ve barışçıl yollarla çözülmesinde aktif rol almaya ve kadınların barış mücadelesini dillendirmeye çalıştı. Bu çalışmaları boyunca DTP ve sonrasında BDP üyesi kadın vekiller gerek parlamento içinde gerek medyada savaş siyasetinin devam etmesini isteyen ve Kürt sorununun barışcıl çözümüne direnç gösteren kesimler tarafından pek çok ayrımcılığa maruz bırakıldı. Hatta katıldıkları eylemlerde bizzat devlet şiddetini yaşadılar. 2011 Genel Seçimlerinde Barış, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun aday gösterdiği Sebahat Tuncel’le parlamenter siyaset ve 2011 Genel Seçimleri, Türkiye’de kadın hareketi, kadınların barış ve özgürlük mücadelesi üzerine konuştuk.