Bu makalede, yeşil kuramcılar ile maddeci ve bedeni temel alan feministlerin yaptıkları çalışmalardan yola çıkarak, yeşil vatandaşlığa dair güncel yaklaşımların epistemolojik yorumları sorgulanmakta ve ‘beden temelli vatandaşlığı’ esas alan daha ontolojik bir yaklaşım savunulmaktadır. Bu terimle, sadece ete kemiğe bürünmüş ve insanlar arasındaki farklılıklara dikkat eden değil, aynı zamanda insanların, öznelliği şekillendiren ve kolektif failliği düzenleyen farklı toplumsal ve doğal (söylemsel ve maddi) bağlamlarla kaçınılmaz olarak iç içe geçmiş olduğunu göz önünde bulunduran bir vatandaşlık anlayışı geliştirilmektedir. Doğa/kültür ikiliğini bozmak ve çevresel olarak tanımlanan meselelerin çeşitliliklerini ve kapsamlarını artırmak gayreti içinde bedenler geçirgen fakat dirençli, çoğul ve bağlantılı olarak tahayyül edilir. Bu yaklaşım çevresel adalet savunucuları ile daha fazla işbirliği yapmak için bir zemin hazırlarken, faillik ve vatandaşlık pratiklerine dair geleneksel düşünceleri yeniden gözden geçirmek için de bir fırsat sunar.
Devamını Okuyun