Bu makalede, öncelikle, Türkiye yerel yönetimlerinde kadınların göreli güçsüz varlığı tartışma konusu yapılıyor. Göreliliğin referanslarıysa hem Türkiye ulusal-merkezi yönetimi ve siyaseti hem de dünyadaki baskın model. İkinci olarak, kadınların yerel siyasete katılımı bağlamında, formel (kurumsal) ve enformel (kurumsal olmayan) düzlemler arasındaki ülkeye özgü bağlantılar kurulmaya çalışılıyor. Nitekim, feminist literatürde sürdürülen tartışmaların önemli bir bölümü, kadınların politik formel katılımının, enformel, seçilmiş olmayan arenalardaki aktivizmiyle nasıl desteklenip güçlendirildiğiyle ilgili. Türkiye’deki deneyim, kadınların yerel düzeydeki toplumsal-politik hareketliliklerinin, karar alma mekanizmalarında kadınların güçlenmesi yönünde zorunlu bir etki yaratmadığını gösteriyor. Yaşanan yerle ilgili temel önemdeki belirleyici kararlarda söz sahibi olmak ve yerel politik gündemleri inşa etmektense, kadınların yerel hareketliliğinin, büyük ölçüde toplumsal-kültürel etkinliklerle ve siyasal parti destek etkinlikleriyle sınırlı kalmış olduğu görülüyor. Ayrıca, yerel siyasetteki asimetrik cinsiyet ilişkilerinin sürdürülmesinde etkili bir unsur olarak, ulusal düzeydeki kadın hareketinin yakın zamanlara değin konuya sistematik olarak eğilmediği üzerinde duruluyor.
Devamını Okuyun