Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz kasım ayında, kızlı-erkekli öğrenci evlerine dair ‘endişelerini’ paylaşmasının ardından, kızlı-erkekli ev meselesi günlerce ülke gündemini meşgul etti. Bu yazıda, kamuoyunda farklı eksenlerde tartışılan Başbakan’ın kızlı-erkekli ev çıkışının, toplumsal bir kategori olarak gençleri ve de özelde genç kadınları hedef alma hâline dikkat çekiliyor. Kızlı-erkekli ev meselesinin ‘yaşam tarzına müdahalenin’ ötesinde, genç kadın bedenini ve cinselliğini denetlemeye yönelik bir hamle olduğu vurgulanarak, bu müdahaleyi benzer devlet müdahalelerinin yakın tarihine referansla düşünmeye davet ediyor. Dolayısıyla, Türkiye’de devletin gençler üzerinde tahakküm kurma biçimlerinden birinin, ‘ahlaken makbul gençler’ yetiştirme gayreti olduğu ve bu alandaki pek çok devlet müdahalesinin genç kadınların bedeni ve cinselliğini kontrol etmek üzerinden şekillendiği iddia ediliyor. Bu iddia, kızı-erkekli ev tartışmasını merkeze alarak, yakın dönemdeki eğitim ve gençlik politikaları ile devlet elitlerinin ilgili söylemlerinden örneklerle tartışılıyor.
Devamını Okuyun