Leyla Neyzi ile yaptığımız söyleşide, sözlü tarih çalışmalarından yola çıkarak, Türkiye’de Yahudilik ve Sabetaycılık üzerine konuştuk. Yahudilerin ve Sabetaycıların Cumhuriyet projesine nasıl eklendikleri, bu proje tarafından ne kadar kapsanıp ne kadar dışarda bırakıldıkları konusundan hareket ederek, bugün Yahudilerin ve Sabetaycıların kimliklerini nasıl görünür kıldıkları noktasına değinmeye çalıştık. Yahudiler için “kapalı” bir cemaat olmanın ve Sabetaycılar için kimliğini yok saymak zorunda kalmanın hangi tarihsel ve sosyal koşullar bağlamında gerçekleştiği sorusunu açmaya çalıştık.
Beki Luiza Bahar, 1926’da İstanbul’da doğdu. 11 yaşındayken ailesiyle birlikte Ankara’ya yerleşti. T.E.D. Ankara Koleji’ni bitirdi. 1948 yılında evlendi. Üç çocuğu oldu. 1980 yılında ailece İstanbul’a taşındılar; halen İstanbul’da yaşıyor.
Şair, araştırmacı ve oyun yazarı olan Beki Bahar’ın ilk yazısı 1958’de Haftanın Sesi’nde, ilk şiiri 1959’da Varlık Yeni Şiirler Antolojisi’nde, ilk öyküsü 1964’de Çağdaş dergisinde yayımlandı. İlk oyunu Alabora, 1970’de Ankara Devlet Tiyatrosu Yeni Sahne’de sergilendi. Pek çok dergide ve gazetede (Şalom, Eflatun, Tiryaki, Göztepe, vb.) denemeleri, araştırma yazıları, gezi notları, şiirleri ve tiyatro eserleri yayımlandı. Kendisinin ayrıca, şiir, oyun ve araştırma kitapları da bulunuyor.
Yaptığımız söyleşide, Beki Bahar’ın hayat hikâyesinden yola çıkarak, Türkiye’de Yahudi bir kadın olma deneyimini nasıl yaşadığı ve bu deneyimin tarihsel olarak nasıl şekillendiği üzerine konuştuk.