Terörle Savaş, “İslamcı Öteki’nin nefreti ve şiddetiyle tehlikeye attığı Batı” tanımı aracılığıyla beyazlığı oluşturan pratikleri yeniden şekillendiriyor. Eleştirel ırk kuramcıları ve feminist kuramcılar uzunca bir süredir, “beyazlık”ı toplumsal olarak inşa edilen ve tarihsel bir bağlamı olan, doğası gereği istikrarsız bir öznellik biçimi olarak tanımlıyor. Beyazlığın, Batı’nın sosyopolitik kategorisi ile toplumsal bir kimliğe eşitlenmesi, bilhassa sömürgeci ve emperyalist projelerdeki uygulamaları nedeniyle sorunlu bulunmuştur. Bu kuramcılar, Batı’nın ekonomik ve politik gücünün, beyaz öznelerin Öteki’nin doğasını tanımlamaya çalışırken dahi kendilerini yüceltmelerini olanaklı kıldığını da belirtirler. Bu makale, üç feminist metnin; Terörle Savaş’ın hâkim söyleminin ve onun beyazlığı (yeniden) yapılandırmasının nasıl değerlendirildiğini incelemektedir.
Devamını Okuyun