Covid-19, dijital gözetim, takip ve izleme teknolojilerinin hayatımızdaki yerini değiştirmiş gibi görünüyor. Bir yandan, distopik ve despotik anlatılar güçlenirken, diğer yandan biyopolitika (yani beden, yaşam, hayatta kalma ve birlikte yaşamaya dair her şey) çeşitli etik ve teknik tartışmaları tetikliyor. Bu yazı, dijital gözetim uygulamalarındaki ve veri politikalarındaki değişiklikleri tartışıyor. Aynı zamanda, bu uygulamaların otoriterleşmeyle ve mevcut sosyal eşitsizliklerle bağlantısına değiniyor.
Digital Pandemic Surveillance, Body Politics and Inequalities
Covid-19 seems to have profoundly changed the role of digital surveillance, tracking and monitoring technologies. On the one hand, dystopian and despotian narratives are becoming stronger. On the other hand, biopolitics (i.e., everything about the body, life, survival and solidarity) triggers various ethical and technical controversies. This article discusses changes in digital surveillance practices and data politics. It also offers a commentary on different dimensions regarding authoritarian tendencies and existing social inequalities.