Skip to main content
Tag

kota

Kampanyaları ve Tartışmaları ile 2007 Genel Seçimleri ve Sonrası Üzerine Sohbet*

Yazar: Sayı 04 | Ekim 2007 No Comments

Moderatörlüğünü Prof. Dr. Nükhet Sirman’ın (Boğaziçi Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü) yaptığı “Kampanyaları ve Tartışmaları ile 2007 Genel Seçimleri ve Sonrası” başlıklı sohbetimize Av. Fatma Benli (Ayrımcılığa Karşı Kadın Derneği- AKDER), milletvekili Sabahat Tuncel (DTP), Av. Eren Keskin (Gözaltında Cinsel ve Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu), Av. Hülya Gülbahar (Kadın Adayları Destekleme Derneği – KADER), Ayşe Tükrükçü (2007 genel seçimleri bağımsız milletvekili adayı) ve Zeynep Kutluata (Feminist Yaklaşımlar) katıldı. Seçim sürecinin ve sonrasının kadınlar açısından değerlendirildiği sohbette, ağırlıklı olarak seçim sürecinde kadınlar tarafından yürütülen kampanyalar ve yeni mecliste yer alan kadın milletvekillerinin birbirleriyle ve kadın hareketiyle ilişkisi üzerinde duruldu.

Devamını Okuyun

Siyasette Eksik Temsil Krizini Çözmeye Yönelik Bir Adım: “Pozitif Ayrımcılık” Değil “Geçici Özel Önlem” Olarak Kota

Yazar: Sayı 04 | Ekim 2007 No Comments

Geçtiğimiz seçim döneminde ve sonrasında, kadınlara siyasi alanda “pozitif ayrımcılık” yapılması ve kota meselesi çok tartışıldı. Nazik Işık “Siyasette Eksik Temsil Krizini Çözmeye Yönelik Bir Adım: ‘Pozitif Ayrımcılık’ Değil ‘Geçici Özel Önlem’ Olarak Kota” başlıklı makalesinde, kota konusunu politik olarak kavramsallaştırırken, farklı söylemler içinde olumsuz bir anlam yüklenebilen “Pozitif Ayrımcılık” yerine “Geçici Özel Önlem” şeklindeki kavramsallaştırmayı öneriyor: Cinsiyetçiliğin erkekler lehine işleyen mekanizmalarına kadınlar lehine bilinçli politik müdahale gereklidir ve bu müdahale de çeşitli alanlarda alınacak önlemlerle şekillenebilir. Kadınların siyasi alanda temsilini artırmak üzere alınan “geçici özel önlemler”in de bu çerçeveden değerlendirilmesi gerekir.

Devamını Okuyun

Şehremaneti Erkeklere Emanet…

Yazar: Sayı 02 | Şubat 2007 No Comments

Bu makalede, öncelikle, Türkiye yerel yönetimlerinde kadınların göreli güçsüz varlığı tartışma konusu yapılıyor. Göreliliğin referanslarıysa hem Türkiye ulusal-merkezi yönetimi ve siyaseti hem de dünyadaki baskın model. İkinci olarak, kadınların yerel siyasete katılımı bağlamında, formel (kurumsal) ve enformel (kurumsal olmayan) düzlemler arasındaki ülkeye özgü bağlantılar kurulmaya çalışılıyor. Nitekim, feminist literatürde sürdürülen tartışmaların önemli bir bölümü, kadınların politik formel katılımının, enformel, seçilmiş olmayan arenalardaki aktivizmiyle nasıl desteklenip güçlendirildiğiyle ilgili. Türkiye’deki deneyim, kadınların yerel düzeydeki toplumsal-politik hareketliliklerinin, karar alma mekanizmalarında kadınların güçlenmesi yönünde zorunlu bir etki yaratmadığını gösteriyor. Yaşanan yerle ilgili temel önemdeki belirleyici kararlarda söz sahibi olmak ve yerel politik gündemleri inşa etmektense, kadınların yerel hareketliliğinin, büyük ölçüde toplumsal-kültürel etkinliklerle ve siyasal parti destek etkinlikleriyle sınırlı kalmış olduğu görülüyor. Ayrıca, yerel siyasetteki asimetrik cinsiyet ilişkilerinin sürdürülmesinde etkili bir unsur olarak, ulusal düzeydeki kadın hareketinin yakın zamanlara değin konuya sistematik olarak eğilmediği üzerinde duruluyor.

Devamını Okuyun