Gündelik yaşamda kendi pratiklerimize uzak kavramlara bakışımız, örtük olarak bize dayatılanlardan ne kadar bağımsızdır? Taleplerimizi toplum hayatında herkesin yer bulabilmesi için, "her şeye rağmen" istemekte miyiz yoksa düşünce dünyamızı geleneksel düşünce kalıpları içinde şekillendirip önyargıları ve yadsımayı yeniden ürettiğimizin farkına dahi varmadan sorgulanmamış aktivizmimizle, ne idüğü belirsiz bir özgürlüğü herkes için istediğimizi mi iddia ediyoruz?
Elinizdeki yazı, toplumun çoğunluğunca inkar edilen, kabul edenlerince makbulleştirilmeye çalışılan LGBTI bireyleri anlamak adına yazılmış, öznel bir sorgulama, sesli bir düşünce jimlastiğinin metinleştirilmiş halidir.
Gündelik hayatımızda LGBTI bireylere dair tanıklıklarımız son derece kısıtlı ve gerçekliğinden oldukça koparılmış halde. LGBTI bireylerle toplumsal alanda hiç temas etmemiş biri için LGBTI olmak ya köklü bir nefret ve homofobi duyacak şekilde kodlanıyor ya da LGBTI olmak tüm zorluğundan koparılarak karikatürize ediliyor.
Bu sebeple bu yazı kendi tanıklığımdan yola çıkarak; yadsıdığımız, kabul etme cesaretini gösterdiğimizde ise oldukça samimiyetsiz davrandığımız LGBTI bireyleri anlamak adına, hataları ve iyi yanları ile ve halen sorgulamaya devam ederek geliştirilmeye çalışılan bir empatiyi iddiasız ve içten bir dille dile getirmiştir.