Skip to main content
Tag

toplumsal cinsiyet

Toplumsal Cinsiyet ve Çevre Tarihi: Kadın ve Doğanın Temsilinden Ekoloji ve Politikanın Toplumsal Cinsiyet Analizine

Yazar: Sayı 43 | 2022 No Comments

Çeviren: Aysel Yıldırım Toplumsal cinsiyet körlüğü kolonyal çevre tarihi yazımını büyük oranda şekillendirirken, kadınlar birbiriyle bağlantılı iki çağdaş politika söylemi tarafından üretilen tarihsel anlatılarda başrol oynadılar: Ekofeminizm ile ‘kadınlar, çevre…

Devamını Okuyun

Toplumsal Cinsiyetin Yararları ve Sakıncaları

Yazar: Sayı 20 | Haziran 2013 No Comments

Joan W. Scott bu yazısında, feministler tarafından dile getirildiği 1970’lerden bu yana, toplumsal cinsiyet kavramının dönüşümüne, bu kavramın hangi biçimlerde kullanıldığına ve tartışıldığına değiniyor. Scott, biyolojinin kadınların yazgısı olduğu yönündeki düşünceye yapılan radikal eleştiriden itibaren, toplumsal cinsiyet teriminin kullanım alanının nasıl bir yandan genişlerken bir yandan da daraldığını tartışıyor. Kavramın yararları ve sakıncalarını eleştirel olarak ele alan Scott yazısında, toplumsal cinsiyet kavramının, 21. yüzyılda, cinsiyet, cinsellik ve toplumsal roller konusundaki –feministlerin incelemesi ve dahil olması gereken- bir politik mücadele alanı olmaya devam edip etmeyeceğini sorguluyor.

Devamını Okuyun

Feminist Tarihin Peşinde Kitabına Önsöz…

Yazar: Sayı 19 | Şubat 2013 No Comments

Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar dergisi çalışma grubu olarak ilk araştırma-inceleme kitabımız olan Feminist Tarihin Peşinde’yi Ocak 2013’te yayımladık.Feminist tarih meselesini hem kurumsal hem de kuramsal boyutlarıyla ele alan kitap, Joan W. Scott'un altı makalesinden oluşuyor. Yayımlanma tarihleri itibariyle geniş bir zaman dilimine yayılan bu makaleler, Joan W. Scott'un kendisinin de bir parçası olduğu kadın hareketinin çeyrek asırlık yolculuğuna mercek tutuyor. Makaleler temel olarak, toplumsal cinsiyeti basit bir şekilde kadınlar ve erkekler arasındaki sabit farklılıklar olarak ele almak yerine, bu kavramı, cinsiyet kimlikleri arasında kurulan hiyerarşileri anlamak ve bu hiyerarşilerin yaşadığımız toplumdaki diğer hiyerarşi biçimleriyle nasıl ilişkilendiğini gözlemlemek üzere kullanılabilecek bir kategori olarak tartışıyor. Aynı zamanda bizleri de hem feminist hareketin hem de genel olarak tarihin dayandığı temellerden biri olan deneyim kavramına objektif bir veri olarak yaklaşmak yerine, onun ne zaman ve nasıl kurulduğunu, hangi şekillerde işlerlik kazandığını sorgulamaya ve bunların tümünün siyasetle nasıl kenetlenmiş olduğuna bakmaya çağırıyor. Dergimizin bu sayısında, Joan W. Scott’un kitaba önsöz olarak yazdığı bölümü sizlerle paylaşıyoruz.

Devamını Okuyun

Toplumsal Cinsiyet Cezaevi Sistemini Nasıl Yapılandırır?

Yazar: Sayı 18 | Ekim 2012 No Comments

Angela Davis, “Toplumsal Cinsiyet Cezaevi Sistemini Nasıl Yapılandırır?” başlıklı bu makalesinde, ABD’deki örnekleri üzerinden devlet cezalandırma sisteminin cinsiyetçi ve ırkçı pratiklerini tartışıyor. Cinsel şiddetin bu sistem içinde gizliden gizliye kurumsallaşmasını ve kurumsallaşmanın etkilerini anlatıyor. Cezaevi pratiklerine dair tarihselleştirilmiş bir çözümleme sağlayan bu çalışma, cezaevi-endüstri kompleksinin yaygınlaşmasının etkilerini ve bu etkilerin dikkate alınmasının önemini vurguluyor. Cezaevlerinde reformcu yaklaşımların şekilci bir eşitlik anlayışı ile işlediğinde nasıl daha baskıcı bir cezaevi ortamına yol açtığını gözler önüne sererken ceza pratiklerinin ırksal, sınıfsal ve toplumsal cinsiyet açısından ayrımcı sonuçlarını da yansıtıyor.

Devamını Okuyun

“Bebek, Daha Çok Bebek!” İsrail’de Irk, Toplumsal Cinsiyet ve Nüfus Politikaları*

Yazar: Sayı 17 | Haziran 2012 No Comments

Bu söyleşinin yayımlanmasının ardından geçen on yıl içinde, bu söyleşi fikrini bana getiren ve karşıklı söyleştiğimiz Rachael Kamel ile bağlantım gitgide koptu. Türkçeye çevirisi için benden izin istendiğinde aklıma ilk gelen şey, Rachael’e ulaşmaya çalışmak ve gerçekleştirdiğimiz bu sohbetin halen bir etkisinin olduğunu ve bir kaynak oluşturduğunu ona haber vermekti. Bugünün militer ve ırkçı politikalarının, kadınların üreme haklarının sömürülmesi aracılığıyla (her zaman olduğu üzere) işletilmesinden dolayı –ki bu metni bugün Türkiye’deki feminist aktivizm için bilhassa anlamlı kılan şey de budur– oldukça öfkeli ve üzgünüm. Öte yandan, söz konusu politikaları açığa çıkarmak ve bu sömürüyü önlemek için çalışan Türkiyeli feminist grupların direngen yaratıcılıklarından oldukça etkilenmiş durumdayım. Bu aktivist ve düşünürlerden bazılarının bu söyleşide anlamlı düşünceler ve güçlendirici öğeler bulmaları beni onurlandırıyor ve bu süregiden karşılıklı paylaşımlarımızdan feyz almaya devam ediyorum. 

Devamını Okuyun

İran’da Translaşmak ve Cinsiyet/Toplumsal Cinsiyet Duvarlarını Aşmak*

Yazar: Sayı 14 | Haziran 2011 No Comments

Bu makale, 1960’ların sonundan beri İran’da uygulanan cinsiyet değiştirme ameliyatlarının 2000’lerde hem İran’da hem de Batı’da gündeme gelmesiyle birlikte trans kimliklerin toplum, otoriteler ve bizzat transların kendileri tarafından nasıl algılandığını ele alıyor. Yazar, Batılı oryantalist bakışın İran kimliğine yakıştıramadığı cinsiyet değiştirme ameliyatları şampiyonluğunun sorunsuz biçimde kutsanılası bir konum olmadığını, öte yandan bütünüyle eşcinsellere yönelik baskı mekanizmasının bir aracı olarak da yorumlanamayacağını vurguluyor. Yazar özellikle her türlü baskıya karşı çıkış yollarını, stratejik konumlanmaları, kimlikleri ve ittifakları tartışmaya açıyor. 

Devamını Okuyun

Toplumsal Cinsiyet: Faydalı Bir Tarihsel Analiz Kategorisi

Yazar: Sayı 12 | Ekim 2010 No Comments

Joan Scott’un “Toplumsal Cinsiyet: Faydalı Bir Tarihsel Analiz Kategorisi” makalesi toplumsal cinsiyeti, analitik bir kategori olarak gündeme getiren ve bu bağlamda, yalnızca tarih alanındaki değil, genel olarak sosyal bilimlerdeki hakim paradigmalara eleştirel bir perspektif geliştiren öncü bir makaledir. Scott, toplumsal cinsiyeti tarihsel bir kategori olarak önerirken, kadınların tarihsel özneler olarak yeniden gündeme getirilmesinin ötesine geçerek, tarihyazımının kendisinin yeniden yapılandırılmasını önerir. Scott, bu tartışmayı yürütürken, toplumsal cinsiyet kategorisinin sınıf ve ırkı da kapsayacak şekilde yeniden tanımlanması gerektiğini söyler. Toplumsal yapıdaki diğer hiyerarşi kategorilerini de kapsayacak bir şekilde tanımlanan toplumsal cinsiyet kategorisi, feminist siyasi stratejiler geliştirilmesi sürecinin de önünü açacaktır.

Devamını Okuyun

Çözüm Sürecine Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Bakmak

Yazar: Sayı 09 | Ekim 2009 No Comments

Bu yazıda, Türkiye’de Kürt sorununun çözümü ve barışın inşa edilme sürecinin toplumsal cinsiyete duyarlı hale getirilmesi gerektiği ve kadınların söz konusu sürecin aktif özneleri oldukları öne sürülmektedir. Milliyetçilik, militarizm ve bizzat savaşın kendisi cinsiyetlendirilmiş süreçlerdir. Dolayısıyla savaşa yol açan koşulların ortadan kaldırılması ve barışı inşasını mümkün kılacak süreçlerin hayata geçirilmesinin de toplumsal cinsiyete duyarlı olması gerekir. Milliyetçiliğin, militarizmin cinsiyetlendirilmiş süreçler olması sadece algı dünyalarıyla ya da kültürel süreçlerle sınırlı etkide bulunmaz; savaşın tahribatlarından kadınlarla erkeklerin farklı şekillerde etkilenmelerine de yol açar. Dolayısıyla savaşın etkilerinin cinsiyete göre de ayrıştırılması önem taşır. Öte yandan kadınların sürece özneler olarak katılmalarının tek gerekçesi savaşın tahribatının kadınlar açısından da saptanması ve bunları telafi edecek politika ve programların oluşturulması ile ilgili değildir. Barış, yeni ve farklı bir toplum tahayyülünü gerektiriyorsa, kadınların özneler olarak katılımı zorunludur. Kaldı ki kadınların devletle, milliyetçi kurgu ve projelerle, militarizmle ilişkilenme biçimleri erkeklerden farklıdır ve sürece farklı bir bakış açısı sunabilirler. Nitekim, ülkemizde de durum budur. Bugün kadınların barış sürecine eklemlenmeleri ulusal popüler düzlemde esas olarak annelik söylemi üzerinden yürütülüyor olsa da gerçekte 1990’lı yılların sonlarından bu yana yaklaşık on yıldır kadınlar yoğun bir şekilde bir araya gelmenin koşullarını yaratıyorlar. Bu buluşmalar önemli bir deneyimin birikmesine yol açtı. 

Devamını Okuyun