Çeviren: Ayça Günaydın Kırk yıllık toplumsal cinsiyet araştırması, toplumsal cinsiyetin, çevre politikası ve uygulamasında dikkate alınması gereken önemli bir kategori olmasını sağlamıştır. Şu anda kalkınma ve çevre kurumlarında epey büyük…
Makalede Ilısu Baraj Projesi ve projenin beraberinde getirdiği kültürel yıkım karşısında, arkeologlar örneğinden yola çıkılarak entelektüel sorumluluk üzerine bir tartışma yürütülmektedir. Arkeolojik çalışmaların sadece kazı alanları ile sınırlı olmadığı, insanların yaşamlarının, geçim kaynaklarının ve kültürel miraslarının tehdit altında olduğu belirtilmektedir. Uzmanlara düşen görev, özellikle kalkınma projeleri karşısında örgütlenen taban hareketlerine karşı sorumlu davranmak, onların kaygı ve taleplerini dikkate almak olacaktır. Makalede bu bağlamda baraj projesinden etkilenen toplulukların ve özellikle de kadınların sesine kulak verilmektedir. Maggie Ronayne, Ilısu Barajı’nın yol açacağı kültürel yıkımı en güçlü ve geniş boyutlu olarak dile getirenlerin bakım kültürünü sırtlanan kadınlar olduğunu belirtir. Ilısu Barajı çerçevesinde yaşananlar da en başta kadınlar olmak üzere halk tabanı ile arkeologlar arasında kurulan bağın getirdiği kazanımları örneklendirmektedir.